Yaz mevsimi ve güneş çoğu zaman birlikte anılan ve iç içe geçmiş kavram ve unsurlar. Beraberinde tatil, doğa, deniz, kum, denize girmek, güneşlenmek, oteller, sayfiye yerleri, yaz akşamı eğlenceleri, tarih, gezmek, neşe, kendine zaman ayırmak, sevdikleriyle beraber olmak, yeni yerler görmek, yeni insanlar tanımak, sakin ve huzurlu bir şekilde doğa ile baş başa kalıp zihni stresten arındırmak, müzik dinlemek, kitap okumak, yazlık evinde bahçe ve çiçeklerle meşgul olmak gibi “yaz ve beraberinde güneşli günler” herkes için farklı ama güzel anlamlar ifade eder.
Ancak kesin olan bir şey var ki; herkes için yazın ortak paydası: “Güneştir.” Güneş fiziksel olarak nem, yoğun ışık ve sıcak/sıcaklık etkisi gibi özellikleriyle insanları zorlasa da, özellikle yaz mevsimi insanlar için harika ve benzersiz fırsatlarla doludur. İnsanlar eğlenmek, dinlenmek, aileleri, çocukları ve sevdikleriyle hoşça vakit geçirmek, deniz, doğa ve kumla baş başa iş stresinden uzakta kelimenin tam anlamıyla huzur içinde bir hayat yaşamak için “yazın güneşli günleri” herkese güzel fırsatlar sunar.
Güneş; cildimiz için de yazın önlem ve tedbir almamız gereken bir risk faktörüdür.
Çünkü güneş ışınlarının ultraviyole etkileri cildimiz, yüz cildimiz, yüz cildimiz üzerinde özellikle göz çevremiz ve genel vücut derimiz üzerinde önemli riskleri de beraberinde getirir. Evet güneşle baş başa olmak, denize girmek, tenimizi güneşte bronzlaştırmak güzel olmakta, karşımıza çıkan fırsatlar eğlenceli olmakta fakat kontrolsüz bilinçsiz güneş ışınları ile temas çok daha yoğun bir risk kümesini de beraberinde bize getirmektedir.
Özellikle yazın cildimizin güneş ışınları ile temasında ve bu temasın ustaca yönetilmesinde bizim vereceğimiz kritik kararların önemi çok fazla olacaktır. Hem kendimiz ve özellikle ailemizin küçük bireyleri için. Güneşle temas noktasında onlara da bir bilinç kazandırmak bizim sorumluluğumuzdadır.